Epistemik Bir Dönüşüm : Feminist Psikoloji

Bu yazı, Noktasız Dergi’nin “Kadın” temalı sekizinci sayısında yayımlanmıştır. Yazının tamamını okumak için tıklayınız…

Yaratılış ve öz, dişilik ile başlar.  Sekiz haftalık olana kadar tüm fetüsler anne karnında dişi özellikleri taşıyan bir beyin ile var olurlar. Bu haftadan sonra bir testesteron akışı olur ise fetüs erkek özelliklerine sahip olmaya başlar.
  Var edene ve var olana sebebiyet veren kadının varlığı epistemiktir. Feminist perspektiften bu episteme, bilme etkinliğinde öznenin bilişsel pratiğini belirlediğini iddia eder ve bu bağlamda toplumsal pratiklerden ayrı soyutlanmış bir özne tanımını reddeder. Esasen özne ile nesne diyalektik bir praksis içerisindedir. Kadının “ikincil” olarak görülmesi hegomonik erkek özne tasarımıyla ötekileştirdiği kadın varyansından kaynaklanır. Psikoloji biliminde de bu temellendirme dolayısıyla özne tanımı erildir ve hayata kendi sınırlı perspektifinden bakar. Kadınları “küçük erkekler” olarak varsayar ve böylece kadın psikolojisi konusunda korkunç bir kartopu etkisini beraberinde getirir. Frued’un penis kıskançlığı kuramı buna en iyi örnektir. (…)

Aslı F. GÜMÜŞ

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.

Üste dön