Bu yazı, Noktasız Dergi’nin “Pusulasızlık” temalı ilk sayısında yayımlanmıştır. Yazının tamamını okumak için tıklayınız…
Mavi Çiçek, artık bir düş değil. Heinrich von Ofterdingen olarak uyanan herkes, bugün uyuyakalmış olmalı. Düşlerin tarihi yazıldığı gibi kalmayı sürdürecektir ve bu konuda bir anlayış geliştirmek, tarihsel aydınlanma yoluyla doğal gereksinimdeki batıl inancı kati surette aşmak anlamına gelir. Düş görmenin tarihte bir payı vardır. Düş görmeyle ilgili istatistikler, anekdotsal manzaranın zarafetinin ötesinde bir savaş alanının çoraklığına uzanacaktı. Düşler, savaşları yönetti ve savaşlar, en eski zamanlardan beri, düşlerin uygunluğunu ve uygunsuzluğunu, nitekim sınırlarını belirledi.
Düş, artık mavi bir ufuk açmıyor. Düş, griye dönmüş. Şeylerin üzerindeki tozun gri örtüsü, onun en iyi parçasıdır. Düşler şimdi banalliğe giden kestirme bir yoldur. Teknik, şeylerin dış imgesini, değerlerini kaybetmek zorunda olan banknotlar gibi ebedi bir vedaya teslim ediyor. Bu noktada el, onu bir düşte tekrar yakalar ve tanıdık konturlara bir veda olarak temas eder. (…)
Walter BENJAMIN
(Çev. Hande Beril KÜÇÜKLER)