Bu yazı, Noktasız Dergi’nin “Sınır” temalı beşinci sayısında yayımlanmıştır. Yazının tamamını okumak için tıklayınız… “Uçurumları sevenlerin kanatları olmalı” der Nietzsche. Kanadı olanlar için bir düzlüktür o uçurum, tehlikenin aslı hayatı kanatları olmadan sınırda yaşayanlar için zorludur. Sınırda kişilik bozukluğu yaşayanlar bu güruhun öncüleridir. Bu bozukluğa sahip olmak insana kendini hızla giden bir trende hayatı yaşıyormuş gibi hissettirir. […]
Yeni Bir Sosyal Sözleşme
Bu yazı, Noktasız Dergi’nin “Sınır” temalı beşinci sayısında yayımlanmıştır. Yazının tamamını okumak için tıklayınız… Neither Victims Nor Executioners, Albert Camus’nün Kasım 1946’da Fransız direnişinin günlük gazetesi Combat’da seri olarak yazdığı bir dizi denemedir. Denemelerde şiddet ve cinayeti ve bunların işleyenler, acı çekenler veya gözlem yapanlar üzerindeki etkileri anlatılır. Yeni Bir Sosyal Sözleşme bu denemelerden bir tanesidir. Şimdiye […]
Düşünebiliyorsam Yoktur
Bu yazı, Noktasız Dergi’nin “Sınır” temalı beşinci sayısında yayımlanmıştır. Yazının tamamını okumak için tıklayınız… Her insan bir kafesin içinde var olur. Bu ironik bir biçimde, canlının bir kafesin içinde yani rahimde büyüyüp gelişmesi ve en sonunda bir kafeste, kendi bedeninde dünyaya gözünü açması ile simgelenir. Kafesin içinde var olmak belki de yavan ve aynı zamanda bilindik bir […]
Beşinci sayı yayımlandı!
Noktasız Dergi’nin “Sınır” temalı 5. sayısı (Yaz 2021) yayımlandı! Dergiyi çevrimiçi okumak için tıklayınız. Dergiyi indirmek için tıklayınız. Dergiyi, Academia hesabımız üzerinden de okuyabilirsiniz.
Yazı ve Çizim Çağrısı: Sınır
Sınır / sızlık. Grekçede “komşu, tanıdık, uç.” σύνορον: sínoron. Tanım yaparak kavram dünyasına adım atar insan. Türlü konuyu açımlayarak bir çerçeve çizer zihninde. Bu sayede hayatının her alanında bir sınır belirler. Teorik ve pratik alanı yanından ayırmaz, gün geçtikçe şekillendirir-dönüştürür. “Her insan, kendi görüş alanının sınırlarını, dünyanın sınırları olarak algılar.” demişti Schopenhauer. Peki oluşturduğumuz sınırın […]
Doğan Kökdemir İle Röportaj: Benlik Ve Dönüşümü
Bu röportaj, Noktasız Dergi’nin “Ben” temalı dördüncü sayısında yayımlanmıştır. Röportajın tamamını okumak için tıklayınız… Röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Sizi ağırlamak bizim için oldukça değerli. Rica ederim, ben teşekkür ederim. Kim olduğumuzu nasıl tanımlarız? Kendi hakkımızda bildiklerimizi formüle ettiğimiz ve düzenlediğimiz benlik bilgisini oluştururken etkili olan faktörler nelerdir? Kolay bir soru gibi görünüyor ama aslında […]
Totalitarizmin Benliğe Müdahalesi: “Ben” ve “Ego” Romanları
Bu yazı, Noktasız Dergi’nin “Ben” temalı dördüncü sayısında yayımlanmıştır. Yazının tamamını okumak için tıklayınız… Birinci tekil şahıs olarak alışılagelen, ruh bilimi tabiriyle de “bireyi öteki bilinçlerden ayıran unsur” olarak özelleştirilmeye gidilen “ben” adılı, bu iki tanım arasında kendini inşa etmeye çalışır. Bu oluşumda birey, mikro ölçüde ailesinden miras aldığı kimlik bilinciyle bir kişilik oluşturmaya çalışırken makro ölçüde […]
Benin Varlığı
Bu yazı, Noktasız Dergi’nin “Ben” temalı dördüncü sayısında yayımlanmıştır. Yazının tamamını okumak için tıklayınız… Descartes’in en meşhur cümlesi “Düşünüyorum, öyleyse varım.” kendi varlığını dünya üzerinde kanıtlamaya çalışan bireyin kısa ve öz anlatısıdır. Descartes’in bu alıntısına bir pencere açmak istiyorum. Ben varım ve yine ben bir gün yok olacağım. Aslında bunu düşünmek bile var olmaktır. Peki herkes düşünerek […]
Benlik Bilinci Ve Bilincin İnşasında Toplumun Rolü
Bu yazı, Noktasız Dergi’nin “Ben” temalı dördüncü sayısında yayımlanmıştır. Yazının tamamını okumak için tıklayınız… Bilinç, kelime anlamı olarak insanın kendisini, çevresini ve olup biteni tanıma, algılama, kavrama, fark etme yetisidir. Esasında bu yeti yalnız insanda bulunmaz, tüm canlılar, çevresinde olup bitene, kendisini etkileyen unsurlara karşılık tepki üreten bir fiziksel ve zihinsel organizasyona sahiptir. Yaşamsal faaliyetlerin devamlılığı, koşulları […]