Hatırlamak.
Geçmiş, insanın zincirleridir Nietzsche’ye göre, nereye giderse gitsin onunla gelir. “Zamanın tomarından” kopan her yaprak, insana geçmişini hatırlatır: Geçmişin ağır yükünü taşıyan “hatırlamak”tır. Geçmişin ve geleceğin yükü olmaksızın bugünü yaşayan çocukların huzuru, “bir zamanlar…” ifadesinin anlamını öğrenince bozulacaktır. Bu yüzden insanın geçmişi, hiçbir zaman geçip gitmiş değildir, hatırlandıkça şimdiki zamanda var eder kendisini.
Geçmişin zincirlerine karşı Ahmet Muhip, “Ey unutuş! kurtar bu gamlardan beni.” diye seslenir dizelerinde. “İnsan” kelimesinin kökeni bakımından “nisyan” (unutmak) ve “ünsiyet” (alışmak) kelimeleriyle ilişkili olması, insanın “unutan ve alışan bir canlı” şeklinde tanımlanmasına kapı aralar. Her şey zıddı ile kaimdir, hatırlayan insan unutur da.
Hatırlamak ve unutmak arasında salınan insan, geçmişini hiçbir zaman olduğu gibi hatırlayamaz. Walter Benjamin “Tarih, yerini bağdaşık ve boş zamanın değil ama şimdiki anmanın oluşturduğu bir kurgulamanın nesnesidir.” demektedir. Her tarihin bugünün tarihi olduğu düşünüldüğünde hatırlananlar da unutulanlar da çağın ruhuna göre değişecektir.
Tarih kelimesinin Fransızcada “öykü” kelimesi ile eşanlamlı olması dikkate değerdir. Tarihin bir kurgulama nesnesi olması, onu bir iktidar pratiği olarak da konumlandırır. Tarih, bir iktidar pratiği ise hatırlamak ve hatırlatmak da politik bir eylem halini alacaktır.
Noktasız Dergi’nin altıncı sayısını “HATIRLAMAK” başlığı oluşturuyor. Toplumsal bellek ve kentsel bellek, resmi tarih ve mikro tarih ve “HATIRLAMAK” başlığına dahil edilebileceğini düşündüğünüz makale, deneme, çeviri, inceleme yazısı ve çizimlerinizi 15 Eylül 2021 tarihine kadar [email protected] adresine gönderebilirsiniz.
Yazı gönderme koşulları için tıklayınız…