Dil.
Dil, sözlük anlamıyla duygu ve düşünceyi aktarmaya, dışa vurmaya, bildirmeye yarayan herhangi bir anlatım yolu ya da aracıdır. Ancak dil, sadece gündelik hayattaki konuşmalarda yahut metinlerde iletişim kurmaya yarayan bir araçtan ibaret midir? Ludwig Wittgenstein’ın “Dilimin sınırları, dünyamın sınırları demektir.” sözü dikkate alındığında dilin iletişimi sağlayan bir araçtan ibaret olmadığını düşünmek mümkündür.
Her ne kadar Wittgenstein’ın bu sözü, kişilerin kelime dağarcıklarını genişlettiklerinde daha geniş bir ufka sahip olacakları söylenerek yavanlaştırılmışsa da dil, Wittgenstein için düşünülebilir olanı belirlemektedir. Demek ki dil üzerine bir sorgu, düşünce üzerine bir sorgudan bağımsız ele alınamayacaktır. Dil, ait olduğu halkın tarihini, gelenek ve göreneklerini, sosyolojik ve psikolojik durumunun yanında felsefi ve bilimsel ilerleyişini de gözler önüne serer.
Örneğin dillerdeki akrabalık ifadeleri, o dili konuşan toplumun sosyolojik durumuna ışık tutarken dilin içinde taşınan ideoloji, rejimlerin kaderlerini de tayin eder. Tam da bu sebeple Orwell’ın 1984’ünde “yeni söylem”, en güçlü ideolojik silah olarak belirmektedir. Babil Efsanesinde tanrı, insanı farklı dillere ayırarak cezalandırırken Descartes, “res cogitans”ın ayırt edici özellikleri arasında dili sayar. Görülmektedir ki dil, insana dair hiçbir alandan yalıtılamaz.
Noktasız Dergi, dokuzuncu sayısında “dil” temasını ele alıyor. Dilin politik işlevi, dil felsefesinin problemleri, sanatta dilin kullanımı, düşünce ve dil ilişkisi, tercümenin imkânı gibi “dil” başlığına dahil edilebileceğini düşündüğünüz makale, deneme, çeviri, inceleme yazısı ve çizimlerinizi 20 Haziran 2022 tarihine kadar [email protected] adresine gönderebilirsiniz.