Bu yazı, Noktasız Dergi’nin “Fildişi Kule” temalı ikinci sayısında yayımlanmıştır. Yazının tamamını okumak için tıklayınız…
Hadi gelin kafanızdaki bilim insanı algısını hayal edelim! “Bilim insanı” denildiğinde aklımızda neler canlanıyor? Önce bu soruyla başlayalım. Laboratuarda çalışan önlüklü biri mi? Yoksa odasına kapanmış ve durmadan makale yazan, iletişimden uzak sıkıcı biri mi? İşte bilim insanı dediğimizde tam da bu imgeler kafanızda canlanıyor ise Fransız şair Alfred de Vigny’nin “Fildişi kule” imgesinin oluştuğunu ve hayalini kurduğumuz bilim insanını belirli bir modelleme içerisine koyduğumuzu söyleyebiliriz. Buradaki fildişi kule, etrafındaki herkesten uzaklaşıp uzun süre içine kapandığı beyaz şatoya verdiği addır. Fildişi Kule, kişinin çevrelerinden ve toplumdan uzaklaşıp kendi köşesine çekilmesini simgeler. (…)
Hamit Can SAYILGAN