Bu yazı, Noktasız Dergi’nin “Dil” temalı dokuzuncu sayısında yayımlanmıştır. Yazının tamamını okumak için tıklayınız…
Babil Kulesi Efsanesine göre en başta sadece Babil Kulesi vardı. Bu kulenin yapılış amacı Tanrıya ulaşmaktı ve o zamanlarda tek bir dil kullanılırdı. Fakat Tanrı kendisine ulaşmayı amaçlayan insanların kendilerini beğenmişliğine ve kibrine kızmıştı, bu yüzden de o zamana kadar aynı dili konuşan ve aynı dili anlayan insanlara bir ceza vermiş, dillerini karıştırarak birbirlerini anlamalarını engellemişti. Söz konusu efsane insan ve tanrı arasında bir kıyaslama olarak dini bakış açısıyla sıklıkla anlatılmıştır. Aynı zamanda Babil Kulesi farklı dillerin ortaya çıkmasının nedeni olarak da geçer fakat Çeviribilimsel bakış açısını ele alırsak bu efsaneye bir alternatif gerçeklik daha getirebiliriz. Dilbilimcilerin, dillerin doğuşuna ilişkin ortak bir görüşü yoktur. Dillerin yansıma seslerden oluşmaya başladığı, ilahi bir güç tarafından insanlara bahşedildiği, tüm dillerin tek bir kaynaktan gelmesi ve en başından beri farklı farklı dillerin olduğu-geliştiği söylenenlerden bazılarıdır. Yansıma seslerin kullanılması ve zamanla bu yansıma seslerin kelimelere dönüşmesi daha sonrasında da cümlelerin kurulması bazı dilbilimciler tarafından dilin doğuşu olarak belirtilmektedir. Fakat burada biraz da tarihsel bilgiden faydalanıp dilin basitçe oluşumu ve çeviriye evrilmesinden bahsedeceğim. (…)
Kübra SANDIKÇI