Bu yazı, Noktasız Dergi’nin “Yeni Putlar” temalı üçüncü sayısında yayımlanmıştır. Yazının tamamını okumak için tıklayınız…
Tarihin tozlu sayfalarında insanlığın putlar ile bir geçmişi olduğunu görmek zor değildir. Eğer iyi bir gözlemciyseniz bunun örneklerini hatta kalıntılarını dünya üzerinde görmek mümkündür. Kimi devasa büyüklükteyken kimi de bir avuç içine sığabilecek kadar küçüktür. Belli ki burada yatan anlam ne sadece niteliktedir ne de sadece niceliktedir. Söz konusu putlar, tarihimizi zenginleştirirken artık etkisini birçok bağlamda yitirmiş antika figürlerden ileri gidememektedir. Peki günümüzde put hiç mi yoktur? İnsanların geçmişte putları yaratmasının altında yatan en büyük sebeplerin başında yer alan unsur kutsallıktır. İlahi bir güç tarafından kollanma, kucaklanma ihtiyacıdır. Bunun sebeplerini irdeleyebiliriz; buradan birtakım sonuçlara ve bu minvalde sebeplere ulaşabiliriz. Ama bundan önce, kökeni artık “antika” diye anılan bu putlara dayanan ama form değiştirmiş bir şekilde hayatlarımız üzerinde etkisini gizliden gizliye, sinsi bir şekilde sürdüren “hayalet putlar”dan bahsetmemiz gerekiyor. (…)
Seval TAŞDEMİR