Bu yazı, Noktasız Dergi’nin “Yeni Putlar” temalı üçüncü sayısında yayımlanmıştır. Yazının tamamını okumak için tıklayınız…
Akıp giden zaman içinde insanın konumu akıntıyla sürüklenen bir daldan farksızdır. Zaman için akışkanlık ilk etapta kabul edilebilir olsa da bir bardağa doldurulamayacağı onun akıp gidebilen bir mefhum olma temellerini sarsar. O halde niçin onun akıp gittiğini düşünürüz? Onu bu şekilde kalıplaştırabilmek aslında akıl düzlemimizde zamanı şekillendirebilmemizi kolaylaştırır. Yapılan bu basit benzetmeyle bile zaman soyutluktan kurtulup aklın kavrayabileceği somut bir hale bürünür. İnsan kavrayamadığı şeyi somutlaştırma eğilimindedir. Mesela Harikalar Diyarı’nda kişiliğe bürünür zaman, tıpkı Antik çağlardaki gibi. Antik Yunan’da Kronos’tur zaman. Bir tanrı, hatta tanrıların tanrısıdır, ancak sonra oğlu tarafından alt edilir. Tanrılık el değiştirir. Harikalar Diyarı’nda zamanın bir kişi olması gibi, Kronos da bir kişidir ve alt edilebilir; oğlu, anası vardır. Bu iki hikâyenin kesişimi soyut bir kavramı somut ve düşünülebilir bir hale getirmektir.
Harikalar Diyarı’nda zaman tıpkı insan gibidir, ona saygısızlık edeni cezalandırır. Bu cezayı gücüne dayanarak verir, cezalandırabilme yetisi olduğu için bunu kullanır. İnsanlar gibi üzerine alınır, bu yetmezmiş gibi de intikam alır. Bu insansı zaman fikrinin Antikçağ yansıması Kronos, oğulları tarafından alt edildikten sonra tanrılık el değiştirir ve Zeus’un nesline geçer. Bu, oğullar neslidir. Gaia ve diğer titanların pek heykeli bulunmazken Zeus’un, Athena’nın, Ares’in, Poseidon’un boy boy heykelleri ve birçok şehirde tapınakları vardır. Eğer öncekiler de tanrıysa, -ki bunlar Zeus neslinden daha tanrı sayılmalıdır-, neden onlar için de fiziksel semboller yapmaya gerek duyulmamıştır? Yoksa onlar tapılmaya gerek duymamışlar mıdır? Antik çağlardaki inançlara göre onlar doğanın kendisidir. Bakılan her yerde onları görebilmek mümkündür. Sadece onların gölgesinde yaşama devam edebilmek dahi esasında onlara tapmaktır. Nesil konusuna daha sonra dönülecektir. (…)
Abdullah YUNUS