Izdırap. Izdırap, insanın özsel kavramlarından birisidir. İnsan, düşünen bir hayvandır denilmiştir; insanın toplumsal bir hayvan olduğu da tekrarlananlar arasındadır ancak onun ızdırap çeken bir hayvan olduğu pek dillendirilmemiştir. Halbuki insan; düşünmenin ızdırabını çeker, kalabalıkların içinde olmanın ya da dışında kalmanın ızdırabını çeker, konuştuklarının ve sustuklarının ızdırabını çeker… Velhasıl hayat, ızdırabın bir sahnesidir. Izdırabın insan hayatındaki […]
Yazı ve Çizim Çağrısı: Hatırlamak
Hatırlamak. Geçmiş, insanın zincirleridir Nietzsche’ye göre, nereye giderse gitsin onunla gelir. “Zamanın tomarından” kopan her yaprak, insana geçmişini hatırlatır: Geçmişin ağır yükünü taşıyan “hatırlamak”tır. Geçmişin ve geleceğin yükü olmaksızın bugünü yaşayan çocukların huzuru, “bir zamanlar…” ifadesinin anlamını öğrenince bozulacaktır. Bu yüzden insanın geçmişi, hiçbir zaman geçip gitmiş değildir, hatırlandıkça şimdiki zamanda var eder kendisini. Geçmişin […]
Yazı ve Çizim Çağrısı: Sınır
Sınır / sızlık. Grekçede “komşu, tanıdık, uç.” σύνορον: sínoron. Tanım yaparak kavram dünyasına adım atar insan. Türlü konuyu açımlayarak bir çerçeve çizer zihninde. Bu sayede hayatının her alanında bir sınır belirler. Teorik ve pratik alanı yanından ayırmaz, gün geçtikçe şekillendirir-dönüştürür. “Her insan, kendi görüş alanının sınırlarını, dünyanın sınırları olarak algılar.” demişti Schopenhauer. Peki oluşturduğumuz sınırın […]
Yazı ve Çizim Çağrısı: Ben
Ben.Apollo Tapınağı’na altın harflerle “Kendini tanı.” yazılmıştı. Nasıl tanıyabilirdi insan, kendi kendisini? “Başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız / ve devam ediyor başkalarının hınçlarıyla” diyordu şair. Kendini tanımak ya da benliğini inşa etmek, ötekine muhtaçtı. Ben ve ötekinin diyalektiği hem birbirlerini gerektiriyor hem de birbirlerini dışlıyordu. Kalabalığın uğultusu onun sesini bastırıyordu, toplumun gölgesi onun üzerine düşüyordu: Ne […]
Yazı ve Çizim Çağrısı: Yeni Putlar
Put.Sığınacak liman arayan ruhların en aciz tapınağı… Doğu’da kudretli ve üstün olanın tecessümü iken Batı’da “aynadaki yansıma”. Putlar, tapınıldıkları yahut yıkıldıkları çağların birer aynaları sayılabilir mi? Yoksa döneminde herkesçe arzulanan ve eksikliği hissedilen şeylerin, arzunun büyüklüğünce yüceltilmişliğinin vücut bulmuş hali midir? Putları put yapan, ona tapanlardır. Putlar, onlara tapanlara dair neler söyler? Noktasız Dergi, 2020 […]