Bu yazı, Noktasız Dergi’nin “Dil” temalı dokuzuncu sayısında yayımlanmıştır. Yazının tamamını okumak için tıklayınız…
Ludwig Wittgenstein’ın fikirleri felsefe tarihi açısından kabaca iki döneme ayrılmaktadır. Özellikle ilk dönemi dilin temsilci/bildirici/betimleyici kavrayışı ile ele alınırken ikinci dönemde sosyallik ve bağlam kavramları gündeme gelir. Bu yazının amacı; dile ilişkin sorunları, temsilci/bildirici dilin köklerini, Wittgenstein’ın ikinci döneminde gördüğümüz sosyallik vurgusunun nereden kaynaklanmış olabileceği gibi konuları da göz önünde bulundurarak Wittgenstein’ın iki dönemi arasındaki geçişi/evrimi, felsefi sorunlar ve dil arasındaki ilişkiyi, Wittgenstein öncesi felsefedeki gelişmeleri de göz önüne alarak açıklamaktır.
Felsefi Soruşturmalar’dan Önce: Başlıca İki Grup
İnsanlar tarih boyunca dünya üzerine konuşurken birtakım sesleri vasıta olarak kullanmış; bunu yaparken de seslerin bir araya getirilmesi ile oluşturulmuş moleküler ögelerle -sözcükler, tümceler, bağlaçlar vb.- iş görmüştür. Bir yanda üzerine konuştuğum olgusallık bulunurken diğer yanda ise olguların temsiliyetleri olduğu varsayılan ses kümeleri vardır. (…)
Batuhan İLHAN