Bu yazı, Noktasız Dergi’nin “Sürgün” temalı onuncu sayısında yayımlanmıştır. Yazının tamamını okumak için tıklayınız…
Özgürlük, insanlık için her zaman önemli bir kavram olmuştur. Geçmişten günümüze kadar baktığımızda, tarihin her döneminde insanoğlu özgürlükleri için savaşmıştır. Gerek sömürgeci bir devletin himayesine girmemek için, gerekse başlarında bulunan devletlerin, vaat ettikleri özgürlüğü toplumlarına sunmadıkları için, hatta ‘özgürlük’ adı altında uygulanan birçok yaptırımı def etmekten için savaşmıştır. Sık sık karşımıza çıkan “demokratik hukuk devleti” kavramında ve demokratik hukuk devletlerinin yapılarında, güvenlik ve özgürlük birbirlerini tamamlayıcı unsurlardır.
Güvenliğin esas amacı da özgürlükleri güvence altına almaktır. Bahsettiğim özgürlük savaşı yalnızca bir himaye altına girmeye karşı değil, “ifade özgürlüğü” denilen kavramın, devlet tarafından yanlış yorumlanmasına karşı verilen bir savaştır da aynı zamanda. Peki, nedir “ifade özgürlüğü”? (…)
Zuhal YERLİKAYA