Bu yazı, Noktasız Dergi’nin “Izdırap” temalı yedinci sayısında yayımlanmıştır. Yazının tamamını okumak için tıklayınız…
“Acı, üzüntü, sıkıntı, keder” olarak tanımlıyor Türk Dil Kurumu “ızdırap” sözcüğünün anlamını. Fark etmişsinizdir; Tanımlamanın ilk sözcüğü olan acı, diğer eylemlere sebebiyet veriyor. Başka bir şekilde söyleyecek olursak, acıdan dolayı üzüntü, sıkıntı ve kederi hissederiz. O halde acı nedir?
Söz konusu acı, duyumlarımıza konu olan bir algı değildir. Dolayısıyla burada acının duyumlarımıza konu olan anlamına değil, yazının içeriğini oluşturan anlamına bakmak gerekmektedir. Türk Dil Kurumu; acının ikinci anlamını şöyle tanımlar: “Herhangi bir dış etken dolayısıyla duyulan rahatsızlık, ızdırap (…)”
Dış etkenlerin neler olduğu, anlamı daha da açmak için önem kazanır. Ancak bu durum, sonsuz olasılığın yanında karmaşık durumlar silsilesini beraberinde getirir. Bunun yerine, durumu bütün insanların ortak noktası olarak basitleştirirsek, insan doğar, yaşar, gelişir ve yok olur. Bu iki olgudan biri olan doğumun peşinden gidersek, doğulan yerin toplumsal, sosyoekonomik ve coğrafi koşulların da dahil edilmesi gerekir. (…)
Volkan KAHYALAR